1.gün

Uçak saatlerine baktığımızda en uygun saati olan ve ucuz uçak Germanwings’indi. Eğer bu havayoluyla gitmeyi düşünürseniz Pegasus Havayolları gibi uçaktaki her türlü yiyecek içeçek ücretli. Ayrıca el bagajı dışında uçağa bagaj vermek isterseniz, bunun için de ücret istiyorlar. İnternet sitesinden alırsanız bagaj ücreti daha ucuz. Biz kız arkadaşımla tek bavul yapıp 10 Euro’ya 1 adet bagaj hakkı satın aldık.

17 Eylül Cuma gecesi Sabiha Gökçen Havaalanı’na gittik. Uçağımız Cumartesi sabaha karşı 3’te hareket etti. Berlin’deki Schönefeld havaalanına 05:30’ta Germanwings’e ait D terminaline indik. Havaalanında körük yoktu, uçaktan merdivenlerle inip terminale kadar yürüdük. Zaten burası Berlin’deki charter uçakların indiği küçük bir havaalanıymış.

Pasaport kontrolünden geçtikten sonra havaalanından çıkıp C terminalinin karşısındaki 400 metre uzunluğundaki üstü kapalı ancak sağ tarafı açık olan bir yoldan tren istasyonuna yürüdük. Havaalanında da, tren istasyonunda da bilet makinaları var. Schönefeld Havalimanı’ndan şehir merkezine gitmek için ABC yazılı biletlerden almanız gerekiyor. Bilet makinalarında Türkçe dil seçeneği de var. Türkiye’deki bankalara ait birkaç kredi kartıyla bilet almak istediğimizde provizyon alamadı, muhtemelen sadece Alman kartlarıyla satın alınabiliyor. Bu yüzden nakit olarak makinadan bilet aldık, para üstünü de veriyor. Makinadan ayrıca Berlin Welcomecard veya günlük kart da satın alabilirsiniz. Berlin Welcomecard’ın sayfasına ulaşmak için lütfen tıklayın.

Uçağımız erken saatte olduğundan havaalanındaki Welcomecard mağazası kapalıydı. A terminalindeki mağaza 07:00-22:00 saatleri arasında açık. Welcomecard’ın ayrıca Museum seçeneği de var. Bu da Berlin’deki müzelere giriş hakkı veriyor. Eğer Schönefeld havaalanına gidiyorsanız önemli olan mutlaka ABC yazan kartı almanız. Bileti aldıktan sonra istasyondaki makinalarda onaylatmanız gerekiyor(trene bineceğiniz yerde ufak bir makina var, bileti makinanın içerisine yerleştirip üzerine tarih/saat yazmasını sağlatarak onaylatmış oluyorsunuz). Havaalanından şehir merkezi olan Alexanderplatz’a yarım saatte bir Airport Express(Havalimanı Ekspresi) trenleri gidiyor. Hat numaları RE7 veya RB14. Yolculuk da 28 dakika sürüyor. Tren saatleri için linkte yer alan sayfadaki dosyadan yardım alabilirsiniz.

Otelimiz Alexanderplatz’daki 2011 yılında açılmış olan 4 yıldızlı Ramada Otel’di. Alexanderplatz Berlin’in merkez istasyonunun olduğu yer. Metro, tramway, birçok otobüs hattı ve Airport Express’in geçtiği bu durağa yakın bir otelde kalırsanız çok rahat edersiniz. İstasyonun hemen yanında Galeria adında bir alışveriş merkezi, 500 metre yakınında da Alexa adında büyük bir alışveriş merkezi var. Her yerin Pazar günü kapalı olduğunu unutmayın, alışveriş merkezleri dahil. Galeria’nın içinde Alexia adında büyük bir market de var.

Sachsenhausen Toplama Kampı

Sabahın 7’sinde otele geldiğimizden odamız hazır değildi. Resepsiyon görevlisi her yerin saat 9’dan sonra açıldığını söyledi. O yüzden şehrin 45 dakika dışındaki Sachsenhausen Toplama Kampı’na gitmeye karar verdik. Alexanderplatz’dan mor renkteki 7 nolu S-Bahn ile önce Friedrichstr. durağına, oradan da koyu pembe renkli 1 nolu S-Bahn ile Oranienburg durağına gittik. Yolculuk yaklaşık 45 dakika sürüyor. 20 dakikada bir tren var. Trene bindikten hemen sonra görevli gelip bilet kontrolü yaptı. Eğer günlük bilet ya da Welcomecard aldıysanız makinaya bir kez onaylatmanız yeterli ancak tek seferlik bilet aldıysanız her seferinde onaylatmayı unutmayın. Oranienburg, Berlin şehrinin dışında olduğundan ABC sınıfında bilet almanız gerekiyor. Linkteki sayfadan günlük biletlerle ilgili bilgi alabilirsiniz.

Trenden indikten sonra yaklaşık 20 dakika yürüyerek toplama kampına ulaştık. Trenden indiğinizde Sacsenhausen Memorial tabelalarını göreceksiniz, kampı kolayca bulabilirsiniz. Yürümek istemeyenler için istasyonun önünden 804 nolu otobüse binerek ortalama 7 dakikada toplama kampına gidebilirsiniz. Otobüs saatleri için linkte yer alan sayfadaki From kısmına S Oranienburg Bhf, To kısmına ise Sachsenhausen, Gedenkstätte yazıp tarih ve saat bilgilerini seçerek otobüs saatlerine bakabilirsiniz. İneceğiniz durak ara sokakta bir yer ve kampın giriş kapısının önünde. Durakta bir sonraki otobüsün ne zaman geleceğini yazan elektronik tabela var. ABC bölgesini kapsayan günlük kartlar ve Welcomecard ABC burada geçerli.

Müzeye girdiğimizde bizi iyi İngilizce konuşan bir görevli karşıladı. Kampa giriş ücretsiz. Ancak isterseniz kapıda ücret karşılığında İngilizce audio-guide veriyorlar, çıkışta iade ediyorsunuz. Bunlardan bir tane alıp uzun bir yoldan yürüyerek kampın ana giriş kapısına geldik ve turumuza başladık.

Kampın giriş kapısındaki demirlerin hemen üzerinde birçok toplama kampında olduğu gibi “Arbeit Macht Frei” yani “Çalışmak Özgürleştirir” yazısını gördük. Kampa giriş yaptıktan sonra birçok binanın yıkıldığı ve kampta birkaç tane binanın kaldığını gördük. Tutukluların kaldığı birkaç bina, idam tahtaları, yemekhane, hapishane ve tuvalet bulunuyor. Gaz odaları ve yatakhanelerin birçoğu yıkılmış. Burası audioguide’dan dinlediğimize göre aynı zamanda esirlerin çalıştırıldığı bir kampmış. O yüzden kampın tam ortasında değişik taşlardan oluşan bir yolun olmasının bir nedeni varmış. Mahkumlara Alman ayakkabı firmaları ayakkabılar gönderiyormuş ve buradaki yoldan yürütülerek ayakkabıların dayanıklığını test ediyorlarmış.

Kampı saat 09:30’da gezmeye başladığımızda bizden başka hiç kimse yoktu. Toplama kampında halihazırda binlerce kişinin öldürüldüğünü bilmek bile tüyler ürpertici yapıyor burayı. İçerde tek bir görevli bile yok. İki kişi bomboş olan kampı gezmek de ayrıca dehşet vericiydi.

Toplama kampındaki diğer önemli olan Fälscher operasyonunun burada yapılmış olması. Fälscher operasyonu kısaca Nazilerin toplama kamplarında seçtiklere Yahudilere sahte İngiliz Sterlini bastırarak İngiltere ekonomisini çöketme planıdır.

Kampı ziyaret etmeden önce Die Fälscher (Türkçe : Kalpazanlar, İngilizce : The Counterfeiters) filmini mutlaka seyretmenizi tavsiye ederim. Filmin kısa özetine linkten ulaşabilirsiniz. Kamptan dönmek için 804 nolu otobüsle önce tren istasyonuna oradan da S1 Bahn ile Friedrichstr.’ye geldik. Buradan hattı değiştirerek önce S3’le Zoologischer Garten’e, oradan da U9 nolu metro hattıyla Kurfürstendamm’a gittik.

Kurfürstendamm ve Kaiser-Wilhelm-Gedächtniskirche

Kurfürstendamm birçok mağazanın ve restaurantın olduğu bir yer. Paralelindeki Budapester Strasse de güzel. Kurfürstendamm’da yemek yedikten sonra cadde üzerindeki Kaiser-Wilhelm-Gedächtniskirche adındaki Yıkık Kilise’yi görmek istedik ancak maalesef tadilat çalışmaları nedeniyle kilisenin dışına iskele kurulmuş ve kapatılmıştı. O yüzden sadece iç kısmını gezebildik. Kilise 1943 yılında büyük bir yangın geçirdiğinden yıkılmaya başlamış. Naziler kilisenin aynısı yapacaklarına dair halka söz vermişler ancak 2.Dünya Savaşı’nı kaybettiklerinden yapamamışlar. Savaşı kazanan taraflar ise kiliseyi Alman milliyetçiliğini simgelediği gerekçesiyle restore etmemişler ve harabe olarak bırakmışlar. Ancak 1959 yılında restorasyon başlamış ve çatısı yıkık şekilde bırakılarak restorasyon tamamlanmış.

Berlin Duvarı

Otelimize gidip odaya yerleştikten sonra Berlin Duvarı’na gitmek için tekrar yola çıktık. Berlin Duvarı’nın yıkılmamış en uzun parçası East Side Gallery’de yer alıyor. Buraya S-Bahn ile Warschauer Straße durağında inerek ulaşabilirsiniz. Duvarın hemen yanında Berlin şehrinden geçen Spree nehri ve üzerindeki Oberbaumbrücke köprüsü var.

Duvarın yanında hediyelik eşya dükkanı var. Burada Berlin Duvarı’nı simgeleyen buzdolabı magnetleri, t-shirtler satılıyor. Berlin Duvarı’nın taşlarının da olduğu magnetler tabi ki duvarın gerçek taşları değil.

Siegessäule (Berlin Zafer Anıtı)

Berlin’deki büyük bir park olan Tiegarten’ın içinde 1864 yılındaki Danimarka-Prusya Savaşı’ndaki zaferi anmak için tasarlanmış ve 1873’te tamamlanmış.

Anıta ulaşım için U9 metro hattını kullanarak Hansaplatz durağında inip, Altonaer Caddesi boyunca yürümeniz gerekiyor.

Brandenburger Tor (Brandenburger Kapısı)

Anıtı gördükten sonra parkın içindeki caddeden(Straße des 17.Juni) yarım saat yürüyerek Brandenburger Kapısı’na gittik. Yolda yürürken mangal kokusu aldım. Dumanın geldiği yere baktığımda 2 tane Türk ailenin mangal yaptığını gördük, yanlarında da mangal yapmayın tabelası vardı.

Yarım saatlik yolu yürümenizi gerek yok. Buradan geçip Brandenburger Kapısına giden 100 veya 106 nolu otobüs hatları var. Günlük biletiniz varsa bu otobüslere binmenizi tavsiye ederim.

Kapı, Prusya Kralı 2.Frederick William’ın emriyle barış simgesi olarak 1788-1791 yılları arasında yapılmış. Kapının üzerindeki heykelde Roma zafer tanrıçası Victoria dört atlı bir savaş arabası sürerken görülüyor. Ağustos 1961’de Berlin Duvarı’nın yapılmasıyla birlikte kapı Doğu Berlin’de kalmış. Kapının olduğu yer oldukça turistik. Hediyelik eşya dükkanları var. Bu meydanın adı Pariser Meydanı. Kapının net göründüğü bu meydanın köşesinde Starbucks var.

Almanya Federal Meclisi (Deutscher Bundestag)

Almanya Federal Meclisi, Brandenburger Kapısının 300 metre yanında yer alıyor. Oraya kadar gitmişken görebilirsiniz. Tarihi, güzel bir bina. Tiegarten parkından Brandenburger Kapısı’nı geldiğinizde sola dönünce ileride yer alıyor.

Checkpoint Charlie (Çarli Kontrol Noktası)

Berlin Duvarı 1961’de örüldükten sonra 3 tane geçiş noktası yapılmış. Bunlar Helmstedt(Alpha), Dreilinden(Bravo) ve Charlie. 1961 yılından 1990 yılına kadar geçiş noktası olarak kullanılan Çarli’den, sadece müttefik askerler, büyükelçiler, bu kişilerin aileleri, yabancılar, Federal Almanya’nın Demokratik Almanya’daki temsilcileri ve çalışanları ile Demokratik Alman üst düzey yöneticileri tarafından kullanılıyormuş.

Şu anda sembolik olarak Amerikan kontrol noktasının olduğu bir kulübe ve Amerikan askeri duruyor. Para vererek askerle fotoğraf çektirebiliyorsunuz. Kontrol noktasının yanında Checkpoint Charlie müzesi var.

Fehnsehturm(Televizyon Kulesi)

Otelimiz Televizyon Kulesi’ne çok yakın olduğundan biz ayrıca gitmek zorunda kalmadık. Alexanderplatz’da 1965-1969 yılları arasında yapılmış. Kule 368 metre uzunluğunda ve ücret karşılığında asansörle yukarı çıkılabiliyor. Üst katında ayrıca bir restaurant var.

2. Gün

Pergamonmuseum(Bergama Müzesi)

Pazar günü tüm alışveriş merkezleri ve mağazalar kapalı olduğundan şehir çok sessiz ve sakindi. Otelde kahvaltı yaptıktan sonra bavulları resepsiyona bırakıp, Pazar günü açık olduğundan Bergama Müzesi’ni ziyareti bugüne bıraktık. Çoğu turist bizim gibi düşündüğünden yaklaşık 1 saat müzeye giriş için kuyruk bekledik. Bergama müzesi üzerinde 5 tane müzenin bulunduğu Müzeler Adası’nda yer alıyor. Bu yüzden giriş için sıraya girerken mutlaka hangi müze olduğunu sorun. Müzeye giriş ücreti kişi başı 10 Euro. Diğer müzelere girmek isterseniz ayrıca para ödemeniz gerekiyor. Eğer Berlin Welcomecard Museum aldıysanız ayrıca para ödemenize gerek yok.

Burada Türkçe seçeneği olan audio-guidelardan alarak gezmeye başladık. Müzeye sırt çantası ve bastonlu şemsiye alınmıyor. Bunun için kapı girişinde ufak dolaplar var. Yanınızda bozuk para varsa 1 Euro depozito vererek buradan dolap kiralayabiliyorsunuz.

Müzedeki eserler malumunuz Bergama’dan alınmış, parçalar halinde buraya getirilmiş ve bu müzede birleştirilerek sergilenmeye başlanmış.

Müzeyi çok beğendim, Berlin’e gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken bir yer.

Müzeye gitmek için Friedrichstraße durağında inip, Pergamonmuseum tabelalarını takip etmeniz yeterli. Dönüşte ise hem tekrar metro durağına yürümek istemeyip, hem de tramvaya binmek isterseniz; müzeye gelirken geçtiğin yoldan(Georgenstraße) M1 nolu tramvay geçiyor. Zaten müzenin önündeki raylardan kolayca durağını bulabilirsiniz. Bu tramvayla 1 durak giderek Friedrichstraße durağına ulaşabilirsiniz. Durağın hemen önünde Starbucks ve Dunkin Donuts dükkanları var. Pazar günleri de açık.

Ampelmann(Ampül Adam)

Doğu Berlin’de mi, yoksa Batı Berlin’de mi olduğunuzu anlamanın en kolay yolu trafik lambalarındaki yaya işaretlerine bakmak. Doğu Berlin’in simgesi Ampellman’lar. Şehrin bazı yerlerinde Ampellman adında mağazalar var. Burada trafik ışıklarındaki bu adamların olduğu t-shirt, kolye, küpe, paspas, defter gibi birçok hediyelik eşyalar satılıyor. Gendarmenmarkt Meydanı’nda Ampellman mağazası var. Pazar günü gittiğimizde de açıktı.

Ampellman’ın Almanya internet sitesine ulaşmak için tıklayın.

Gendarmenmarkt Meydanı

Gendarmenmarkt meydanı; Opera Binası, Alman ve Fransız Katedrallerinin olduğu büyük bir meydan. Etrafında restaurantlar ve hediyelik eşya dükkanları var.

Meydana gitmek için U6 metro hattının geçtiği Französische Straße durağında inip, Französische Straße boyunca yürümeniz gerekiyor. Metrodan indiğinizde Gendarmenmarkt yazan tabelalar da var.

Berlin Akvaryum

Uçağımız gece 12’de olduğundan vakit doldurmak için Berlin Hayvanat Bahçesi’ne gittik. Zoologischer Garten durağında inip Berlin Zoo girişine gittik. Hayvanat Bahçesi bir buçuk saat sonra kapanacağından bizi Akvaryum kısmına yönlendirdiler. Akvaryumda açıkçası büyük bir balina filan bekledik ama genellikle küçük balıkların olduğu iki katlı küçük bir akvaryum burası. Giriş ücreti kişi başı 13.90 Euro. Eğer başka bir alternatifiniz varsa Berlin Aquairum’u tavsiye etmem.

Önemli Bilgiler

1) Berlin’in ulaşım ağı çok iyi. Bir yerden bir yere gitmenin ne kadar kolay olduğunu gittiğinizde göreceksiniz. Herşeyden önce bilet makinaların Türkçe dil seçeneği olması hata yapmanızı engelliyor. Berlin’deki S-Bahn ismini verdikleri ulaşım Türkiye’deki hızlı tramvayların karşılığı. S Bahn trenleri yer üstünden gidiyor. U Bahn ise Türkiye’deki metro, yeraltından gidiyor.

U Bahn ve S Bahn Haritası için tıklayın. Sitenin sol kısmından tramvay ve metro haritalarını bilgisayarınıza yükleyebilirsiniz.

Haritaya ilk baktığınızda size karışık gelebilir. Çözmenin çok kolay yöntemi var, zaten bir iki defa bindikten sonra çok kolay olduğunu anlayacaksınız. Örneğin Schönefeld havalimanı haritanın sağ alt kısmında. Buradan haritanın ortasındaki Alexanderplatz’a giden RE7 Regional Express ya da diğer adıyla Airport Express’i ince kırmızı hat olarak görebilirsiniz, üzerinde RE7 yazıyor. Bir hattan diğer hatta geçiş için beyaz işaretli olan durakları kullanabilirsiniz(örnek Friedrichstr. durağı).

Eğer o duraktan tek hat geçiyorsa sadece hattın aynı renginde ufak bir çizgi yer alıyor(örnek Weinmeisterstr. durağı).

2014 Eylül ayına ait harita için lütfen tıklayın.

Örnek olarak Alexanderplatz’dan Oranienburger Tor’a gitmek için önce mavi S3, turuncu S5, mor S7 ya da S75 hatlarına binerek Friedrichstr. durağına gitmeniz gerekiyor. Buradan hat değiştirerek U6 nolu Alt Tegel yönüne giden metro hattına binerek Oranienburger Tor’a ulaşabilirsiniz. Linkteki haritayı A3 kağıda yazdırıp yanınıza alırsanız yer bulma konusunda kolaylık sağlayacaktır. U Bahn veya S Bahn en son durağı belirtilerek trenin hangi yöne gittiği ve kaç dakika sonra geleceği istasyonlardaki elektronik tabelalarda yazıyor. Buradan hangi yöne gideceğinizi kolaylıkla bulabilirsiniz.

2) Sachsenhausen Toplama Kampı, Çek Cumhuriyeti’ndeki Terezin Nazi Kampı’nı gördükten sonra bana çok etkileyici gelmedi. Sachsenhausen kampındaki binaların büyük bir çoğunluğu yıkılmış, birkaç tane bina ve gözetleme kuleleri kalmış. O yüzden buraya giderseniz, büyük bir beklenti içinde olmayın.

3) Pazar günü tüm mağazalar, alışveriş merkezleri ve marketler kapalı. Ayrıca haftasonları S-Bahn trenleri de iki ya da üç durakta bir duruyor ve geldiği yöne gitmek için hareket ediyor. O yüzden aynı yönde devam etmek için diğer trene binmeniz gerekiyor. Örneğin Alexanderplatz’tan Bellevue’ye gitmek istiyorsunuz. Tren Friedrichstr. durağında duruyor, burada inip aynı platformun karşısındaki trene binip Bellevue’ye gidebiliyorsunuz. Neden iki durakta bir bunu yaptıklarını anlamadım ama alışmak kolay oluyor. Çoğunluk zaten trenin durduğu yerde inmiyor, karşısındaki trene yürüyüp biniyor. Kalabalığı takip etmeniz yeterli.

4) Friedrichstraße Berlin’in en ünlü ve hareketli caddesi. Pazar günü tüm mağazalar kapalı olduğundan kimseler olmuyor ama diğer günler kalabalık. Tüm ünlü mağazaların olduğu cadde burası.

5) Kurfürstendamm ya da Wittenbergplatz metro duraklarında inip KaDeWe adındaki Berlin’in büyük alışveriş merkezine gidebilirsiniz. Notlarımın arasında olan ancak Pazar kapalı olduğundan gidemediğimiz bir yer.

6) Ücretsiz şehir turu atabileceğiniz otobüs hattı 200. Bu otobüs Alexanderplatz-Zoologischer Garten arasında giden çift katlı otobüs. Günlük biletler ve Welcomecard geçerli.

7) En önemli tavsiyem de Berlin’e gitmeden önce internetten bulacağınız büyük bir haritayla ya da Google Maps’ten gideceğiniz yerleri işaretlemeniz. Aslında birçok yer birbirine çok yakın, yürüme mesafesinde. Yürüyerek ya da bir iki durak otobüsle gidip birçok yere ulaşabilirsiniz.

8) Hardenbergstraße üzerinde, Zoologischer Garten metro durağının tam karşısında, üst geçidin altında bir süpermarket gördük. Pazar günü tüm marketler kapalı ama burası açıktı. İçerisi de baya kalabalıktı. Özellikle içki ve çikolata çok ucuz. Buradan alışveriş yapabilirsiniz. Kasiyeri ve güvenlik görevlisi Türk’tü.

Nerelerde Yenir?

1) Kurfürstendamm -Ferris Ristorante

Kurfürstendamm’da Yıkık Kilise olarak geçen Kaiser-Wilhelm Gedächtniskirche’nin karşısında köşe başındaki restaurantta makarna yedik. Restauranttaki tüm garsonlar Türk’tü. Ferris Restaurant’ta ağırlıklı olarak İtalyan yemekleri var. 

Biz de Penne Arrabiata ve Penne Mammamia’yla birlikte 2 tane Berliner Pilsner bira söyledik. 

Penne Arrabiata 6.50 Euro, Penne Mammamia 8.50 Euro, biralar ise 6.20 Euro tuttu. Toplamda 21.20 Euro ödedik, yemekler de lezzetliydi. Tavsiye ederim.

Adres : Rankestr. 1A Ecke Kurfürstendamm 237 10789 Berlin

2) Checkpoint Charlie(Friedrichstraße)

Çarli Kontrol Noktası’na gittiğimizde açık olan birkaç yer vardı. Bunlardan biri de Checkpoint Charlie Museum’un çaprazında Friedrichstraße ile Kochstraße’nin kesiştiği noktadaki kızartma ürünler satan yerdi. İlk önce İngilizce birşey konuştuk ama sonradan Türk olduğunu anlayınca bu yerde de Türkçe siparişimizi verdik. Zaten yenecek şeyler domuz sosisi veya patates kızartması. Biz bolca patates kızartması ve kola istedik. Türk turist olduğumuz için bize indirim de yaptı. Karnımız aç olduğundan mı bilmiyorum ama patates kızartması çok lezzetliydi. Dükkanın oturacak yeri yok, o yüzden ufak kaplara koyup elinizde yiyorsunuz.

3) Gendarmenmarkt Meydanı – Maredo

Alman Katedrali’nin hemen arkasındaki Charlottenstaße üzerindeki Maredo, Berlin’deki birçok yerde göreceğiniz bir zincir et restaurantı. İngilizce menü de var. Burada Sirloin steak(For USA: Roast beef) yani dana biftek, chicken breast “Clasico” (tavuk göğüs), patates kızartması ve Rosé Merlot şarap ve kırmızı San José house wine(kırmızı ev şarabı) istedik.

Etler gramla isteniyor. Ben 180 gram istedim. 250 ya da 350 seçenekleri de vardı. Et ve tavuğun yanında sadece tek bir marul yaprağı ve domates geliyor. O yüzden ayrıca patates kızartması söylemiş olmamız iyi oldu. Getirdikleri ekmeler sıcak ve güzel, etin yanındaki sosları da güzeldi.

Fiyatlar : 

Rosé Merlot şarap 0.21                       : 3.60 Euro

San Jose 0,21                                      : 3.50 Euro

Hãhn. Clasico(tavuk)                            : 6.90 Euro

Rumpsteak 180 gr solo(et yemeği)        : 12.90 Euro

Steakhaus Pommes(patates kızartması) : 2.70 Euro

Toplam : 29.60 Euro

Telefon : 030 20945230

Fassbender & Rausch (Çikolata Mağazası)

Gendarmenmarkt Meydanı’na ve Checkpoint Charlie’ye yakın olan büyük bir çikolata mağazası. İçerisinde Berlin’in simgesi birçok yerin çikolatadan yapılmış heykelleri var. Buradan hediyelik çikolata alabilirsiniz.

Hediyelik Eşya

Berlin Avrupa’da gördüğüm hediyelik eşya fiyatları yüksek olan yerdi. Özellikle Branderburger Kapısı, Checkpoint Charlie ve Berlin Duvarı’nın olduğu East Side Gallery’deki hediyelik eşya dükkanlarında fiyatlar daha da yüksek.

Branderburger Kapısı’ndan geçip meydana geldikten sonra önünüzdeki ilk cadde olan Wilhelmstrasse üzerinde hediyelik eşya dükkanları var. Burada fiyatlar diğerlerine kıyasla daha uygun. Buradan ya da turistik olmayan yerlerde bulacağınız hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz.

Adres : Wilhelmstrasse 68 10117 Berlin

Yeni eklenecek şehirlerle ilgili anında bilgi sahibi olmak için hemen Facebook ve Twitter hesaplarımı takip etmeye başlayın.

Gezi Yazılarım şimdi de akıllı telefonunuzda! Hemen Google Play’den Gezi Yazılarım Android Uygulamasını indirin, yeni eklenen şehirlerle ilgili anında bilginiz olsun.

Yazımla ilgili yorumlarınızı bekliyorum.

İyi seyahatler

• 
•