İsviçre’nin 4. büyük şehri ve başkenti Bern’de gezimize Zürih’ten kiraladığımız arabayı Casino bölgesinde bulunan otoparka parkedip başladık. Bern’deki tüm otoparkların listesine ulaşmak için lütfen tıklayın. Ayrıca buradan park ücretlerine de ulaşabilirsiniz.
Bern’de adım başı çeşme göreceksiniz. Şehir genelinde toplam 15 adet çeşme bulunuyor. Tramvay geçen Arnavut kaldırımlı sokakların altından su akıyor. Ana caddeleri Marktgasse ve devamındaki Kramgasse. Birçok çeşme ve mağaza bu caddeler üzerinde yer alıyor. Tüm şehir UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde.
Biz gezmeye Marktgasse üzerindeki Schützenbrunnen’le başladık. 1546 yılında tamamlanmış olan çeşmede, elinde bayrak tutan şövalye ve ayağında ayı figürü var.
Çeşmenin olduğu yer market caddesi olarak da geçiyor. Burada Migros market var. İsviçre’nin peynirlerinden ve ekmek alıp sandviç yaparak öğün atlatabilirsiniz.
Yine Marktgasse’de Anna-Seiler-Brunnen bulunuyor. Çeşme, 1354 yılında Bern’deki ilk hastanenin kurucusu olan Anna Seiler’in anısına 1545-46 yılları arasında inşa edilmiş.
Anna-Seiler Çeşmesi’nin yanındaki saat kulesinin altından geçip, sola döndüğünüzde sizi ufak bir pazarın kurulduğu meydan karşılayacak. Buradan düz devam ettiğinizde İsviçre Parlamento Binası(Parlamentsgebäude)’nın olduğu meydana (Bundesplatz) çıkacaksınız. Parlamento Binası, boş olduğu zamanlarda ücretsiz gezilebiliyor. Binanın yapımı 1902 yılında tamamlanmış.
Bundesplatz’da aynı zamanda İsviçre Merkez Bankası Binası(Swiss National Bank) bulunuyor.
İsviçre Parlamentosu’nun sağ kanadında, Berna Çeşmesi(Bernabrunnen) yer alıyor. Berna karakteri, Bern şehrinin simgesi. Çeşme 1858-1863 yılları arasında yapılmış.
Parlamento binasının arka kısmından da Bern manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.
Tekrar Anna-Seiler Çeşmesi’nin olduğu Marktgasse’ye dönüp yol boyunca ilerlediğinizde Tiyatro Meydanı’na(Theaterplatz) geleceksiniz. Burada Zytglogge saat kulesi bulunuyor. Zytglogge, 1195-1256 yılları arasında şehrin batı giriş kapısı olarak inşa edilmiş. 1530 yılında da üzerindeki saat eklenmiş.
Theatherplatz’tan sola döndüğünüzde Çocuk Yiyen Çeşmesi’ni(Kindlifresserbrunnen) göreceksiniz. Çeşme, 1545-46 yılları arasında birçok çeşmeyi inşa eden heykeltraş Hans Gieng tarafından ahşaptan yapılmış.
Yahudilerin Hamursuz Bayramı’nda matsa(mayasız ekmek) yapabilmeleri için insan kanına ihtiyaçları olduğu ve Hristiyan çocukların kanları tercih ettiklerine inanılıyormuş. Bu nedenle Yahudilerin kullandıkları şapkalardan takan ve ağzında çıplak çocuk olan bir canavar heykeli yapılmış.
Kindlifresserbrunnen’den düz devam ettiğinizde solda kütüphaneyi(Kornhaus) göreceksiniz.
Kornhaus’un hemen yanında Bern Tiyatro Binası(Stadttheater) yer alıyor.
Tiyatro Binası’nı geçtikten sonra Bern’in içinden geçen, Ren Nehri’nin kolu olan Aare ırmağına ve Kornhausbrücke’ye ulaşacaksınız. Kornhausbrücke, Aare üzerinde yer alan köprülerden biri. Buraya mutlaka giderek muhteşem manzarayı görmenizi tavsiye ederim.
Tekrar Zytglogge’a dönüp altından geçerek diğer büyük cadde olan Kramgasse’e gelmiş olacaksınız. Düz devam ettiğinizde karşınıza en önemli çeşmelerden biri olan Zähringerbrunnen(Zähringer Çeşmesi) çıkacak. Çeşme, Zähringer Hanedanı üyesi ve Bern şehrinin kurucusu Berchtold von Zähringer anısına, 1535 yılında yapılmış. Zähringer Hanedanı, İsviçre’de ve Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinde çok sayıda şehir kurmuş olan bir Alman aristokrat ailesi. Bu çeşmenin üzerinde zırh giymiş bir ayı ve ayak kısmında da bir ayı bulunuyor.
Berchtold von Zähringer şehre ilk geldiğinde ava çıkmış ve vurduğu ilk hayvanın şehrin simgesi olmasını istemiş. İlk vurduğu hayvan ayı olduğundan, ayı Bern şehrinin hem simgesi hem de ismi olmuş.
Zähringerbrunnen’in çaprazında Einsten’ın Bern’de yaşadığı dönemde kaldığı ev bulunuyor. Şu anda müze olan Einstein Haus 6 Frank’a gezilebiliyor.
Cadde boyunca yürüdüğünüzde sonraki çeşmenin adı Simsonbrunnen(Samson Çeşmesi). Samson çeşmesi, 1544 yılında yapılmış. Antik İsrail’in son hâkimlerinden biri olan Samson’un hikayesi, annesine bir meleğin gelerek “Sen kısırsın, fakat gebe kalacaksın ve bir oğul doğuracaksın” demesiyle başlıyor. Sonrasında bir oğulları olmuş ve adını Samson koymuşlar. Samson büyümüş ve kendini Tanrı’ya adamış. Hiç saçını kesmemiş, şarap içmemiş ve ölüye el sürmemiş. Bir aslanı elleriyle parçalayacak kadar güçlü bir insanmış. Çeşme üzerinde de uzun saç ve sakallarıyla bir aslanı öldürmesi tasvir ediliyor.
Simsonbrunnen’in 20 metre ilerisinde sağda bir geçit göreceksiniz. Buradan geçtiğinizde Bern Katedrali’nin olduğu meydana(Münsterplatz) çıkacaksınız.
Münsterplatz’da Bern Katedrali ve Mosesbrunnen(Musa Çeşmesi) yer alıyor. Musa Çeşmesi, Hz.Musa’nın İsrailoğulları’na 10 emri getirmesini simgeliyor. Çeşme 1544 yılında inşa edilmiş.
Bern Katedrali(Berner Münster) ise Gotik tarzda, 1421 yılında inşa edilmeye başlanmış. 100 metre uzunluğundaki kulesi ile birlikte yapımı 1893 yılında tamamlanmış. Bern Katedrali orta büyüklükteki bir katedral, içerisinde küçük bir hediyelik eşya dükkanı bulunuyor. Bern’deki en uygun fiyatlı hediyelik eşyalar burada satılıyordu.
Bern Katedrali’nin solundaki yoldan aşağıya doğru devam edip ilk sokaktan(Kreuzgasse) sola dönüp düz devam ettiğinizde karşınıza Bern Belediye Binası(Rathaus) çıkacak. 15. yüzyılda Gotik tarzda inşa edilen bu binada 5 yılda bir seçilen 160 belediye üyesi görev yapıyor.
Ayrıca Belediye Binası’nın olduğu meydanda Vennerbrunnen(Venner Çeşmesi) bulunuyor.
Venner, ortaçağ İsviçresinde askeri-politik bir ünvandı. Venner, şehrin huzur ve savunmasında sorumluydu. Venner’in şehirde çok güçlü bir konumu vardı. Çeşme 1542 yılında zırhlı giymiş Venner’i simgelemek için yapılmış.
Meydandan tekrar geriye, bir önceki cadde olan Gerechtigkeitsgasse’ye dönüp sola döndükten sonra, 200 metre ilerde karşınıza Gerechtigkeitsbrunnen(Adalet Çeşmesi) çıkacak.
Adalet tanrıçası Justitia heykelinin olduğu çeşme, 1543 yılında heykeltraş Hans Gieng tarafından yapılmış. Çeşmenin orjinali 1986 yılında vandallar tarafından yıkılmış. Yerine birebir kopyası yapılmış.
Cadde boyunca devam edip köprüyü geçtiğinizde(Nydeggbrücke) Ayı Parkı’na(Bärengraben) geleceksiniz. Şehrin sembolü olan ayılar için yapılmış küçük bir park. Parkın yukarısından ayıları görebilirsiniz.
Ayı parkının önünde üzerinde isimlerin yazdığı bir yol var.
Toplamda 4 saat içerisinde tüm şehri gezerek turunuzu tamamlayabilirsiniz. İsviçre’de gezdiğimiz Zürih, Cenevre ve Lozan’la kıyasladığımızda en çok beğendiğimiz şehir Bern’di.
Yeni eklenecek şehirlerle ilgili anında bilgi sahibi olmak için hemen Facebook ve Twitter hesaplarımı takip etmeye başlayın.
Yazımla ilgili yorumlarınızı bekliyorum.
İyi seyahatler