1.gün
İspanya’nın 17 özerk bölgesinden biri olan Katalonya’nın başkenti, İspanya’nın 1.6 milyonluk nüfusuyla en büyük 2. şehri olan Barselona, ünlü Katalan mimar Antoni Gaudi’nin eserleriyle ün yapmış bir şehir. 1852-1926 yılları arasında yaşayan Gaudi’nin Barselona’daki Sagrada Familia, Casa Mila, Casa Batlló, Parc Güell gibi önemli birçok eserini görebilirsiniz.
Barselona’da THY ve Pegasus Havayolları, Barselona Havalimanı(diğer adıyla El Prat)’nı kullanıyor. Pegasus charter havayollarının kullandığını ikinci, THY ise birinci terminali kullanıyor. Biz Pegasus’la gittiğimizden 2. terminal konusunda bilgi vereyim. İstanbul’a göre gelen yolcu tarafı çok küçük ve eski bir terminal olduğunu söyleyebilirim. Giden yolcu tarafında ise birçok duty free mağazası var. Gidiş yönü açısında terminal kötü değil.
Terminal binasından çıktıktan sonra şehir merkezine gitmek için 2.terminalden şehir merkezine giden trenlere ya da otobüse binebilirsiniz.
Biz 6 kişi gittiğimizden taksiyle gitmeyi tercih ettik. Şehir merkezine giden taksiler hemen terminalin önündeki duraktan hareket ediyor. Burada 6 kişilik taksiler de var ama sayıları çok fazla değil. Havalimanıyla şehir merkezinin arası 15-20 km. mesafede. Bizim Air BNB’den kiraladığımız ev, Casa Mila’ya çok yakındı. Toplam 15 kilometrelik yol için taksiye 48 Euro ödedik. Dönüşte 2 ayrı taksi tuttuk. 2 taksi için toplam 53 Euro ödedik. Yani 5-6 kişiyseniz 2 taksi yerine büyük tek taksiyle gitmeniz biraz daha ekonomik oluyor.
Air BNB’den kiraladığımız evden çok memnun kaldık. Eğer 4 yatak odalı bir eve ihtiyacınız varsa hem güvenli ve merkez bir konumda olması, hem de evin temiz olmasından dolayı tavsiye edebilirim. Sitede gördüğünüz fotoğraflarla gerçeği birebir aynı. Apartmanın giriş kapısıyda bitişik olan ve 24 saat açık market olması da çok büyük rahatlıktı.
Kaldığımız evin Air BNB sitesindeki sayfasına ulaşmak için lütfen tıklayın.
Metro
Havalimanından yaklaşık 15-20 dakikalık seyahat sonunda eve geldik. Bavullarımızı yerleştirdikten sonra metroya binmek üzere yola çıktık. Barselona’da yaygın bir metro ağı var ve birçok yere metroyla ulaşabiliyorsunuz. Metroda 10’luk 50’lik metro bileti alabiliyorsunuz. Biletler metro dışında otobüslerde de geçerli. Metroya her binişinizde, bazen inerken biletinizi okutmanız gerekiyor. Okuyucu, biletin arkasına tarih saat bilgisini yazıyor. Böylece kaç tane kaldığını buradan takip edebiliyorsunuz. Çoklu biletler birden fazla kişi tarafından kullanılabiliyor. Örneğin 10’luk bilet alarak 5 kişi 2 kez metroya binebilirsiniz.
Metro haritasına ulaşmak için lütfen tıklayın.
Bilet çeşitleriyle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.
Katalan Meydanı (Plaça de Catalunya)
Metrodaki L1, L3, L6 ve L7 hatlarından geçen Catalunya durağında inerek Katalan Meydanı’na ulaşabilirsiniz. Barselona’daki en büyük meydan olan Katalan Meydanı’nda büyük bir çeşme, El Corte Ingles adında büyük bir alışveriş merkezi, Apple Store ve otobüs durakları bulunuyor. Ayrıca ünlü La Ramblas Caddesi de Katalan Meydanı’ndan başlıyor.
Meydanda 1859-1933 yılları arasında yaşamış, 122. Katalonya Başbakanı Francesc Macià’nın 1991 yılında yapılan bir heykeli var. Heykelin hemen arkasındaki havuzun içerisinde 1982 yapımı Enigma Tanrıçası(La Deessa o l’Enigma) heykeli var. Heykeller meydanın güneyinde, La Ramblas’a yakın olan tarafta yer alıyor.
La Rambla
La Rambla Caddesi, Barselona’nın en ünlü caddesi. Caddenin kuzeyinde Katalonya Meydanı, güneyinde ise Kristof Kolomb heykeli ve Akdeniz yer alıyor. Yaklaşık 2,5 km. uzunluğunda bulunan caddenin orta kısmı yaya trafiğine açık ve üzerinde birçok cafe, restaurant, hediyelik eşya dükkanı var. Oldukça kalabalık bir cadde.
Font de Canaletes
Katalan Meydanı’ndan La Ramblas’a doğru yürüdüğünüzde sağda karşınıza bir çeşme çıkacak. 19. yüzyılın sonlarında yapılıp, 16. yüzyıla ait bir çeşme kaldırılarak yerine konulan bu çeşmenin üzerine 1930 yılında Barselona Futbol Kulübü’nün logosu eklenmiş. Bu çeşmeden su içenin tekrar Barselona’ya geleceğine inanılıyor.
La Rambla’da aşağıya doğru yürürken soldaki Carrer de la Portaferrissa sokağından içeriye girip 500 metre kadar yürüdüğünüzde sağ Barselona Katedrali’nin olduğu meydana çıkacaksınız.
Barselona Katedrali
Yapımı 1298’de başlayan 1420 yılında tamamlanan Barselona Katedrali Gotik olarak inşa edilmiştir.
Katedralin giriş kapısına bakarken sağ taraftaki sokağa girip yol bitiminden sola döndüğünüzde Carrer del Paradís sokağına çıkacaksınız. Buradan 200 metre yürüdüğünüzde Aziz James Meydanına(Plaça Sant Jaume) ulaşacaksınız.
Katalonya Yönetim Binası ve Barselona Şehir Konseyi
Meydanda Parlamento, Katalonya Başkanlık Binası ve Katalonya Hükümet Binası içeren Katalonya Yönetim Binası(Generalitat de Catalunya) ve Barselona Şehir Konseyi(Ayuntamiento de Barcelona) binası yer alıyor.
La Boqueria
Katalonya Yönetim Binası karşınızdayken solda yer alan sokaktan(Carrer del Call) dümdüz devam ederek tekrar La Rambla’ya çıktıktan sonra sağa dönüp 100 metre kadar yürüdüğünüzde solda La Boqueria’yı göreceksiniz. Ayrıca 3 nolu metro hattının Liceu durağında inerek de ulaşabilirsiniz.
La Boqueria’nın tarihi 1217 yılına dayanıyor. O zamanlar tezgahlarda et satılıyormuş. Daha sonra domuz ürünleri, sebze, meyve ve balık da satılmaya başlanmış. Günümüzde turistlerin yoğun olarak ziyaret ettiği bir pazar.
Gran Teatre del Liceu
La Boqueria’dan çıkıp La Rambla’dan aşağıya doğru yürüdüğünüzde sağda Liceu Opera Binası’nın göreceksiniz. Opera Binası 4 Eylül 1847 yılında açılmış. İnternet sayfasından etkinliklere ulaşabilirsiniz. 3 nolu metro hattının Liceu durağında inerek Liceu Opera Binası’na ulaşabilirsiniz.
Liceu Opera Binası’nın internet sayfasına ulaşmak için lütfen tıklayın.
Kristof Kolomb Heykeli
La Rambla’nın sonunda göreceğiniz heykel 1888 yılında Uluslararası Barselona Fuarı için inşa edilmiş. 60 metre uzunluğunda olan heykel Port Vell Limanı’nda yer alıyor.
Heykele 3 metro hattının Drassanes durağında inerek ulaşabilirsiniz.
Port Vell, Maremagnum Alışveriş Merkezi ve Barselona Akvaryumu
Kristof Kolomb heykelinin önünden denize doğru yürüdüğünüzde bir köprü üzerinden Port Vell’e ulaşabilirsiniz.
Port Vell’de ayrıca haftanın hergünü açık olan orta büyüklükte bir alışveriş merkezi olan Maremagnum yer alıyor.
Maremagnum’un internet sitesine ulaşmak için lütfen tıklayın.
Limanda ayrıca Barselona Akvaryum(L’Aquarium de Barcelona) da yer alıyor. İnternet sitesine ulaşmak için lütfen tıklayın.
Salamanca Restaurant
Karnımızın açlığına daha fazla dayanamayarak Port Vell’den uzun bir yol yürüyerek Salamanca Restaurant’a geldik. Salamanca, Barselona’daki ünlü bir restaurant. Duvarlarında sadece İspanya’dan değil, dünyanın birçok yerinden gelerek bu restaurantta yemek yemiş ünlülerin fotoğraflarını görebilirsiniz. Burası ayrıca Katalanların yemeği Paella konusunda ün yapmış bir yer.
Salamanca’nın yerine Google Maps’ten ulaşmak için lütfen tıklayın.
Salamanca Restaurant’ın internet sitesine ulaşmak için lütfen tıklayın.
Restauranta 4 nolu metro hattının Barceloneta durağında indikten sonra Passeig Don Joan Borbó boyunca yürürken soldaki Carrer de l’Almirall Cervera sokağından içeri girmeniz gerekiyor. Sokağın sonuna kadar yürüdüğünüzde restaurantı sağda göreceksiniz.
Burada yediğimiz paella, Barselona’da yediğimiz diğer paellara kıyasla en lezzetlisiydi. Biz 6 kişi olduğumuzdan toplam 3 adet paella söyledik. Yanında yeşil salata, 1 şişe beyaz şarap ve su için toplam 94,05 Euro ödedik. 2 kişi için 1 adet paellanın yeterli olacağını söyleyebilirim.
2.gün
Sagrada Familia(Kutsal Aile)
Barselona’daki birçok ünlü eserin mimarı olan Antoni Gaudi tarafından 1882 yılında halkın yardımlarıyla yapılmaya başlanan katedralin yapımı halen devam ediyor. Antoni Gaudi1926’da tramvayın altında kalarak ölmesinden dolayı yapımı yarıda kalmış, halk arasında bitmeyen kilise olarak da biliniyor.
Tahminen 2022 yılında bitmesi planlanıyor.
Gaudi, bazilikadaki büyük kulelerden bir tanesinin bitimini görebilmiştir. Kuleleri tasarladıktan sonra bu kulelerin Barselona’ya gelecek olan gezginler için mükemmel bir karşılama olacağına inandığını belirtmiş ve kulelerin tepesindeki süslemelerin cennet ile yeryüzü arasında bir bağlantı sağlarmış gibi göründüğünü de ifade etmiştir.
Bazilikanın iç yapısını ayakta tutan kolonlar dallanıp budaklanan ağaçlar şeklinde tasarlanmıştır. Yapının içine girildiğinde ormanda dolaşma hissi veriyor.
Katedralin girişinde uzun bir bilet kuyruğu var. Bu yüzden beklememek için biletinizi mutlaka internet sitesinden almanızı tavsiye ederim.
Sagrada Familia’nın internet sitesine ulaşmak için lütfen tıklayın.
Sagrada Familia’ya 5 nolu metro hattının Sagrada Família durağında inerek ulaşabilirsiniz.
İnternetten bilet alınırken Sagrada Familia’ya giriş tarihi ve saatinizi seçmeniz gerekiyor. Biletin üzerinde yazan tarih ve saatte katedralde olduğunuzda içeri girebiliyorsunuz. Gişeler önünde çarmıha gerilmiş İsa Heykeli olan tarafta yer alıyor. İnternetten alınan bilet sahipleri ise gişelerin tam tersi yönde, katedralin arka kısmından giriş yapabiliyor. Metro çıkışı da bu bölümde yer alıyor.
Park Güell
Eusebi Güell adında bir girişimci, Barselona’nın kuzeyinde 17 hektarlık bir arazi satın almış. Parkın yapılma nedeni yüksek kalitede 60 adet ev yapılmasıymış. Gaudi 1900-1914 yılları arasında bu proje üzerinde çalışmış ancak ticari açıdan proje başarılı olmamış, evler satılmamış. 1918 yılında arazi devlete geçmiş ve 1926 yılında park halka açılmış. Park 1984 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.
Parkın içinde Gaudi’nin 1925 yılına kadar yaşadığı evi de(Casa Museu Gaudí) bulunuyor.
Gaudi’nin Evi müzesinin internet sitesine ulaşmak için lütfen tıklayın.
Parkın ana girişinde taştan yapılmış, mantarları anımsatan kubbe biçimli çatıları olan iki yapı bulunuyor. Park alanındaki yapıların çoğu, canlı renkleri içeren seramik parçaların bir araya getirilmesiyle yapılan mozaikle kaplı. Parkın girişindeki merdivenli yol, sütunlarla süslenmiş büyük meydana kadar uzanıyor. Büyük meydan, aslında Barselona’yı ve denizi gören çok güzel bir balkon. Burada dalga görünümünde, mozaik kaplı banklar bulunuyor. Bu alana giriş ücretli ve biletinizi mutlaka internetten almanız gerekiyor. Park çok kalabalık olduğundan, gişeden ileriki saatlere bilet alınabiliyor.
Park Güell’in internet sitesine ulaşmak için lütfen tıklayın.
Park Güell-Ulaşım
Metro çıkışının, internetten bilet alanların giriş yaptığı tarafa geri gelip, katedrale bakarken sağa doğru Carrer de la Marina sokağından 500 metre yürüdükten sonra 4.sokakta(Carrer de Sant Antoni Maria Claret) sağ çaprazda Jardins de la Indústria otobüs durağını göreceksiniz. Buradan 92 nolu otobüs hattına binerek 20 dakika süren bir yolculukla Ctra del Carmel-Parc Güell durağında inmeniz gerekiyor. Burası Parc Güell’in giriş kapılarında biri.
Bunun dışında 3 nolu metro hattının Lesseps durağında inerek ya da 4 nolu metro hattının Joanic durağında indikten sonra 116 nolu otobüse binerek de Parc Güell’e ulaşabilirsiniz. Otobüse binmek istemezseniz biraz yokuş olan bir yolda yürümeniz gerektiğini belirteyim. Lesseps durağında inip 20 dakika kadar 1,5 km yürüyerek Parc Güell’e ulaşabilirsiniz.
Tibidabo
Barselona’nın en yüksek tepesi olan Tibidabo Tepesi’nde lunapark ve kilise, ayrıca küçük bir cafe ve restaurant bulunuyor.
Tibidabo’ya ulaşım biraz zor. Öncelikle 7 nolu metro hattının Av. Tibidabo durağında indikten sonra hemen yokuşun üzerinde, metrodan çıktığınızda sağ çaprazda yer alan Avinguda del Tibidabo caddesi üzerindeki Av Tibidabo-La “Rotonda” otobüs durağından 196 nolu otobüse binmeniz gerekiyor. Son durakta indiğinizde karşınızda Tibidabo Füniküleri’nin olduğu bina çıkacak.
Yaklaşık 10 dakika süren bir yolculukla zirveye ulaşacaksınız, yani deniz seviyesinden 500 metre yukarıya çıkmış olacaksınız.
İsa’nın Kutsal Kalbi Kilisesi(Temple Expiatori del Sagrat Cor)
Tibidabo Tepesi’nin zirvesinde, Neo-Gotik tarzda inşa edilmiş, 1902-1961 yılları arasında yapılan İsa’nın Kutsal Kalbi Katolik Kilisesi yer alıyor.
Kilisenin içerisinde bir asansör yer alıyor. Buradan kilisenin orta bölümüne 2,50 Euro ücret karşılığında çıkabilirsiniz. Sonrasında merdivenlerde yaklaşık 30 metre daha çıkarak İsa Heykeli’nin yanına çıkılabiliyor. İsa Heykeli deniz seviyesinden 564 metre yükseklikte bulunuyor.
Kilisenin internet sitesine ulaşmak için lütfen tıklayın.
Lunapark
Biz Kasım ayında gittiğimizden lunapark çalışmıyordu. Sadece uçak çalışıyordu. Uçağa binip manzarayı havada izleyebiliyorsunuz.
Lunaparkın internet sitesine ulaşmak için lütfen tıklayın.
Plaça Reial(Reial Meydanı)
Akşam yemeği için La Rambla’ya yakın güzel bir meydan olan Reial Meydanı’ndaki Les Quinze Nits’e gitmek için yola çıktık.
Meydana en kolay 3 nolu metro hattının Liceu durağında indikten sonra La Rambla üzerinden aşağıya doğru yürürken soldaki sokağa(Carrer de Ferran) döndükten sonra sağdaki ilk sokaktan içeriye girerek ulaşabilirsiniz.
Les Quinze Nits
Meydanda birçok restaurant var. Muhtemelen siz gittiğinizde de önünde sıra olacaktır Les Quinze Nits’in. Restaurant rezervasyon kabul etmiyor ama çok fazla masa olduğundan sıra hızlı ilerliyor.
2 Paella, Ispanak Salatası, 3 Morina Balığı, 1 adet antrikot et ve 1 litre Sangria için toplam 82,80 Euro hesap ödedik.
Les Quinze Nits’in internet sitesine ulaşmak için lütfen tıklayın.
Katalonya Müzik Sarayı(Palau de la Música Catalana)
Yemekten sonra daha önce internetten biletini aldığımız Flamenko gösterisini izlemek için Les Quinze Nits’den çıktık.
İzlediğimiz gösterinin adı Arte Flamenco’ydu. Sloganları “Barselona’nın en iyi flamenko şovu”. Yaklaşık 1,5 saate yakın süren gösteride ara verilmiyor. En ön sıradan izlerseniz sahnenin çok yakını olduğundan net göremiyorsunuz. O yüzden mutlaka en az 3 ya da 4. sıradan bilet almanızı tavsiye ederim.
Katalan Müzik Sarayı, 1905-1908 yılları arasında inşa edilmiş ve 1997 yılından beri UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor.
Katalonya Müzik Sarayı’nın internet adresinden gösterileri incelemek için lütfen tıklayın. Müzik sarayına en yakın metro istasyonu 4 nolu hattın üzerinde yer alan Urquinaona istasyonu.
Google Maps üzerinden müzik sarayının konumuna ulaşmak için lütfen tıklayın.
3. gün
Casa Batlló
1877 yılında klasik bir ev olarak inşa edilen bina, tekstil endüstrisinin ünlü ismi Josep Batlló tarafından 1900 yılında satın alınmış. Casa, Katalanca’da ev demek. Casa Batlló da, Batlló ailesi ikamet ettiğinden Batlló’nun Evi olarak adlandırılmış.
1904 yılında Batlló ailesi, Park Güell’in mimarı Antoni Gaudi’den diğer evlerden çok farklı bir ev dizayn edilmesini istemişler. Yenileme işleri 1904-1906 yılları arasında devam etmiş. Gaudi evi tamamladıktan sonra Barselona Şehir Konseyi’nin açtığı yılın ev iyi yapısı yarışmasına katılmış ancak bu ev yerine farklı bir mimarın evi ödül almaya hak kazanmış.
1934 yılında Josep Batlló’nun vefatından sonra eşi 1940’a kadar evde oturmaya devam etmiş. 1954 yılında Batlló ailesinin çocuklarının sahipliğinde olan ev, Seguros Iberia adındaki sigorta şirketi tarafından satın alınmış. 1983 yılında yeniden eski renklerine boyanan ev, milyonlarca kişi tarafından geziliyor. 2005 yılından beri de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.
Gaudi evin her yerine hayvan motiflerinden ve doğadan esinlenerek inşa etmiş. Şöminede mantardan, pencerelerde kaplumbağa kabuğundan, çatıda dinazor sırtından, kalorifer peteğinde balık solungaçlarından esinlenmiş. Evin hiçbir yerinde köşeli alanlar yok, hep yuvarlak hatlar kullanılmış.
Gaudi, evin her yerinin ışık alması ve ışığın eşit şekilde dağılması için binanın merdiven boşluğunun çatı kısmını camla kaplamış. Merdiven boşluğunda da mavi seramik kullanan Gaudi, üst kısımlarında daha koyu, alt kısımlarında daha açık renk taş kullanmış, böylece alt kısımların aynı çatı katı gibi aydınlık olmasını sağlamış.
Binanın çatı katında da midye desenleri kullanan Gaudi, çatıda ise dinazor sırtından esinlenen bir dizayn kullanmış.
Casa Batlló’da kullanılan Gaudi’nin eseri olan yuvarlak hatlı mobilyaların da sergilendiği bir bölüm bulunuyor.
Binanın ön cephesinde insan kemik motifleri yer alıyor. Balkon korkulukları ise maskelerden yapılmış.
Casa Batlló’nun en üst katındaki küçük balkonun önüne bir kamera koymuşlar, buraya çıkıp fotoğraf çektirerek çıkışta 18 Euro ücret karşılığında fotoğrafınızı alabiliyorsunuz. Yine üst katta Gaudi’nin binanın dış cephesini yaparken nelerden esinlendiğini anlatan bir barkovizyon gösterim odası var.
Barkovizyon gösterisine ulaşmak için lütfen tıklayın.
Casa Batlló’yu mutlaka ama mutlaka videoguide’la gezmenizi tavsiye ederim. Videoguide, evin eski dekorasyonunu ve Gaudi’nin evi inşa ederken neyi düşünerek inşa ettiğini çok güzel anlatıyor.
Kaplumpağa pencerelerinin anlatan videoguide’lı videoyu izlemek için lütfen tıklayın. Ayrıca videoguide’ın tanıtımının olduğu internet sitesine de buradan ulaşabilirsiniz.
Casa Batlló’nun internet sitesinden giriş için bilet alabiliyorsunuz. Biz gittiğimizde önünde uzun bir bilet kuyruğu vardı ama girişinde kuyruk yoktu. İnternette isterseniz hızlı geçiş bileti de satılıyor ama ben almamıştım. İsabet oldu, girişte sıra yoktu ama en azından bilet kuyruğunu ekarte etmek için bileti internetten almanızı tavsiye ederim. Casa Batlló’nun internet sitesinden bilet almak için lütfen tıklayın.
Casa Batlló, Passeig de Gracia adındaki lüks mağazaların olduğu büyük bir bulvarın üzerinde yer alıyor. 3 nolu metro hattının Passeig de Gràcia durağında inerek Casa Batlló’ya ulaşabilirsiniz.
Google Maps’ten Casa Batlló’nun yerine ulaşmak için lütfen tıklayın.
Tapa Tapa Restaurant
Casa Batlló’nun tam karşısında İspanyol mutfağının ünlü atıştırmalığı tapaların satıldığı Tapa Tapa Restaurant bulunuyor.
Kalamarlı tapayı tavsiye ederim, çok lezzetliydi. Tapaların fiyatları da 4-6 Euro aralığı değişiyor. Biz 3 kişi yemek için 45 Euro ödedik.
Ayrıca İspanya’nın Padrón şehrine özgü biber olan Padrón biberinin közlenmiş ve yağlı bir sosla servis edilen Pebrot de Padrón(3.40 Euro) isteyebilirsiniz.
Google Maps’ten Tapa Tapa’nın yerine ulaşmak için lütfen tıklayın.
Montjuïc Tepesi
Barselona’nın 184 metre yüksekliğinde, deniz kenarında yer alan tepesi.
Montjuïc Tepesi’ne gitmek için önce 2 nolu metro hattının Paral-lel durağında iniyorsunuz. Daha sonra Funicular de Montjuïc adındaki fünikülere binerek dağa çıkacak teleferiğin olduğu yere geliyorsunuz. Biz gittiğimizde füniküler kapalıydı. Bu nedenle özel bir otobüs hattı koymuşlar. Paral-lel otobüs durağından hareket eden özel otobüs hattına binip Telefèric de Montjuïc binasını solda gördüğünüzde otobüsten inerek de teleferiğin olduğu yere gidebiliyorsunuz. Bir diğer yöntemse 1,5 km uzunluğundaki yokuşu çıkmak.
Teleferiğe geldiğinizde buradaki otomatlardan bilet almanız gerekiyor. Şehirde metro ve otobüs için kullandığınız bilet teleferikte geçmiyor.
1970 yılından beri hizmet veren teleferik hattının toplam uzunluğu 752 metre. Çalışma saatlerine buradan, bilet fiyatlarına ise buradan ulaşabilirsiniz.
Zirvesine teleferik ile çıkılabiliyor. Zirvesinde 1640 yılında yapılan Montjuïc Kalesi(Castell de Montjuïc) bulunuyor. Kaleye giriş ücreti 5 Euro. Pazar günleri 3’ten sonra ücretsiz giriş yapılabiliyor.
Barselona limanını ve tüm şehri görebileceğiniz, manzaranın muhteşem olduğu bir yer. Ayrıca insanlar kalenin etrafındaki yürüyüş parkurunda spor yapıyor.
Biz herhangi bir sorun yaşamadık ama birçok internet sitesinde Montjuïc Tepesi’nde çok fazla kapkaççı ve yankesici olduğu yazıyordu. Bu nedenle ekstra dikkatli olmakta fayda var.
Dönüşte de yukarıya çıkarken kullandığınız bileti turnikeye okutarak aşağıya inebilirsiniz.
Poble Espanyol
1929 yılındaki Barselona Uluslararası Fuarı için daha sonra yıkılmak üzere inşa edilen ancak yoğun turist akınından dolayı yıkılmamasına karar verilen köy. 4 mimar İspanya’nın birçok yerini gezerek, buralardaki ünlü binaların birer kopyasını bu alana yapmışlar. Sesli rehber eşliğinde gezerek tarihini, binanın nereye ait olduğunu öğrenebiliyorsunuz. Poble Espanyol’a girişteki gişelerden bilet alarak tüm gün gezebiliyorsunuz. Giriş kişi başı 12 Euro.
İçerisinde birçok dükkan ve restaurant da bulunuyor. Biz Tapes adındaki restaurantta yemek yedik. Burada paella ile pizza yedik ve Sangria içtik. Yemekleri lezzetliydi. Buradan restaurantın kartını aldığımızda “Telefonla rezervasyon yaptırırsanız Poble Espanyol’a giriş ücretsizdir” yazısını gördük. İsterseniz şansınızı deneyin
Telefon Numarası : +34 93 325 77 46
Tapes Restaurant’ın internet sitesine ulaşmak için lütfen tıklayın.
Ulaşım : Poble Espanyol’a bizim yaptığımız gibi Montjuïc Tepesi’nden dönüşte gidecekseniz, füniküler istasyonunun sol çaprazında, yolun karşısındaki otobüs durağından(Av Miramar-Escoles del Bosc) 150 nolu otobüs geçiyor. 150’ye binerek direkt Poble Espanyol’un önünde inebilirsiniz(6 durak sonra). Bu yol üzerinde Olimpiyat Stadı’nı(Estadi Olímpic Lluís Companys) ya da eski adıyla Estadi Olímpic de Montjuïc’i görebilirsiniz. İlk olarak 1927 yılında 1929 Expo ve 1936 Olimpiyat oyunları adaylığı için yapılmış ve 1992 Olimpiyatlarının ana stadyumu olarak kullanılmış.
Bir diğer yöntem ise 1,3 ve 8 nolu metro hatlarının geçtiği Pl. Espanya(Plaça d’Espanya) durağında indikten sonra 13, 23 ya da 150 nolu otobüs hatlarından birine binerek 2 durak sonra Poble Espanyol’un önünde inebilirsiniz.
Font Màgica(Montjuïc Sihirli Çeşmesi)
Montjuïc’e geldiğinizde mutlaka ama mutlaka uğramanız gereken bir yer. Hava karardıktan sonra müzik eşliğinde gösteriler yapan bir çeşmenin etrafında ciddi bir kalabalık göreceksiniz. Işık oyunlarıyla daha da güzelleşen gösteriyi izlemek için uzun bir zaman ayırmanızı tavsiye ederim. Gösteriler için buraya gece gelmeniz lazım. Gösteri saatlerine ulaşmak için lütfen tıklayın.
Çeşme 1929’da fuar için inşa edilmiş. 1980’de müzik de eklenmiş ve son olarak 1992 Olimpiyat Oyunları öncesi yenilerek günümüzdeki haline kavuşmuş.
5 dakikalık gösterinin videosunu izlemek için lütfen tıklayın.
Palau Nacional
Günümüzde Katalonya Ulusal Sanal Müzesi(Museu Nacional d’Art de Catalunya) olarak kullanılan Ulusal Saray(Palau Nacional) 1926-1929 yılları arasında inşa edilmiş. Müze, Montjuïc Sihirli Çeşmesi’nin hemen arka kısmında tepede bulunuyor.
Plaça d’Espanya
Barselona’nın en önemli meydanı olan Plaça d’Espanya, 1929 yılında Uluslararası Fuar için inşa edilmiş. Şehrin en büyük meydanlarından biri olan Plaça d’Espanya’da Venedik Kuleleri(Torres Venecianes), Arena Alışveriş Merkezi ve fuar alanı bulunuyor.
Venedik kuleleri 2 adet olup, Venedik’teki San Marco meydanındaki kulenin kopyası olarak yapılmış.
1, 3 ve 8 nolu metro hatlarındaki Pl. Espanya durağında inerek meydana ulaşabilirsiniz.
4.gün
Casa Milà(La Pedrera)
Gaudi’nin Roser Segimon ve Pere Milà çifti için 1906-1910 yıllar arasında inşa ettiği Casa Milà, diğer adıyla La Pedrera(taş ocağı),
Casa Milà, Katalonya’nın idarî merkezi Barselona şehrinin Eixample semtinde Passeig de Gràcia caddesinde bulunan ve 1906 – 1910 yıllları arasında[1] Antoni Gaudí tarafindan tasarlanıp inşa edilen bina. La Pedrera (“Taş ocağı”) adıyla da biliniyor.
Çatıdaki bacaların tepelerini, kel insan kafasından esinlenerek inşa etmiş.
Casa Milà’nın çatı katında, Gaudi’nin diğer eserlerinde nelerden esinlendiğini de anlatan küçük bir sergi bulunuyor.
Casa Milà, 1984 yılından beri UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Casa Milà’nın internet sitesinde giriş biletlerini alarak bilet kuyruğunu beklemeden giriş yapabilirsiniz. Bileti alırken seçeneğiniz tarih ve saatte kapıda olarak Casa Milà’yı gezebilirsiniz. Ayrıca gece turları da düzenleniyormuş, ben katılmadım ama internet sitesinden detaylı bilgi alabilirsiniz. Gece turları rehberli yapılıyor.
Casa Milà’nın internet sitesine ulaşmak için lütfen tıklayın.
Casa Milà’ya 3 nolu metro hattının Diagonal durağında inerek ulaşabilirsiniz.
Arc de Triomf
1888 yılında Barselona Dünya Fuarı için inşa edilen Zafer Takı mimar Josep Vilaseca i Casanovas tarafından yapılmış.
Camp Nou(Yeni Saha)
Camp Nou; FC Barcelona futbol takımının maçlarını yaptığı, 99.354 seyirci kapasitesi ile Avrupa’nın en büyük futbol stadyumu.
FC Barcelona’nın eski stadı Camp de Les Corts’un daha fazla büyütülememesi nedeniyle 28 Mart 1954’te yeni stadyum Camp Nou inşası başlamış ve 24 Eylül 1957 yılında resmi açılışı yapılmış.
Camp Nou’nın içerisinde müzeyi gezebilir ya da fikstürü inceleyip maça gidebilirsiniz.
Müzeye giriş için internet sitesinden bilet alabilirsiniz.
Maçlara bilet almak için tıklayın.
Biz müze yerine maç izlemeyi tercih ettik.
Ulaşım: 3 nolu metro hattının Palau Reial durağında ya da 5 nolu metro hattının Collblanc durağında inerek 15 dakika uzaklıktaki Camp Nou’ya ulaşabilirsiniz.
Diğer Restaurantlar
Catalana
Akşam yemeği için gittiğimiz Catalana’da rezervasyonunuz yoksa uzun süre sıra bekleyebilirsiniz. O yüzden mutlaka gitmeden önce rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ederim.
Ulaşım : 3 ya da 5 nolu metro hatlarının Diagonal durağında inip Passeig de Gràcia boyunca aşağıya doğru yürüyün. Sağdaki Carrer de Mallorca sokağından içeri girdiğinizde(3. sokak) 100 metre ilerde solda göreceksiniz.
Ayrıca 2, 3 ya da 4 nolu metro hatlarının Passeig de Gràcia durağında inip bu kez yukarı doğru yürüdüğünüzde Carrer de Mallorca sokağını solda göreceksiniz.
La Pepita
Küçük bir restaurant ama yemekleri lezzetli. Yemeğin sonunda tatlı olarak mutlaka Trufas de tonka sipariş etmenizi tavsiye ederim. Mükemmel bir lezzet.
Barselona çok keyifle gezebileceğiniz, güzel havada giderek tadını da çıkarabileceğiniz bir şehir.
Yeni eklenecek şehirlerle ilgili anında bilgi sahibi olmak için hemen Facebook ve Twitter hesaplarımı takip etmeye başlayın.
Yazımla ilgili yorumlarınızı bekliyorum.
İyi seyahatler